Karar Anı:)

Hiç kolay olmadı, düşünsene tüm hayatını değiştiriyorsun, ister bir macera de, bir serüven de her ne dersen de:) Öncelikle bir karar vermen gerekiyor, gitmek veya gitmemek adına, sonrasında ise bu kararı hayata geçirmen gerekiyor.  Burda biraz da eşimin tabiri ile güven, özveri ve tecrübe gerekiyor. Ticket

Aslında durum şuydu, evlendiğimizden beri aklımın bir köşesinde takılı bir biçimde duruyordu; “Gemiye gitsem nasıl olur, yapabilir miyim acaba vs vs?!”.. Benim için hem burda Sefer’siz olmak çok zordu; ama bir yandan da emek verdiğim, yapmaktan gerçekten zevk aldığım bir işim vardı. Evimde de kedim Sabri ile birlikte bir şekilde yaşayıp gidiyorduk. Kedim Sabri : sabri Benim için sene 2’ye ayrılıyordu; Sefer’in burda olduğu zamanlar ve olmadığı zamanlar. Sefer’in burda olduğu zamanlar dolu dolu, full gezmece tozmaca eğlence ile geçiyordu, süperdi. Motorumuzla oraya buraya gidip duruyorduk, diğer zamanlarda (3-4 ayda)  ertelediğim herşeyi 1-1.5 aya sığdırıyordum, dolayısıyla yerimizde durmuyorduk 🙂 Sefer’in burda olmadığı diğer zamanlarda ise, haftasonları ailem ile birlikte koşturmaca ile geçiriyordum, hafta içi ise işekonsantreydim. Evde kedim, sakin sessiz, kendi halimizde bir hayatımız vardı, öyle zaman geçip gidiyordu. Sonra birşey oldu, nasıl oldu ben de bilmiyorum, iş yerinde yaşadığım bir sıkıntı vs birşey yoktu, sanki gönül gözüm açıldı 🙂 Şaka bir yana, gerçekten bir akşam dedim ki kendi kendime “Tamamdır, ben Sefer’in yanına gidicem!”. İşte o gün itibari ile silaninseferi başladı.. Fonda çalan müzik ise bence oldukca anlamlıydı :

Tabi kararı verdikten sonra, bir de netleştirme aşaması var, orda en büyük tavsiyem sakin olun, kabuğunuza çekilin, iyi düşünün 😀 Bu satırları yazarken henüz  gemiye gitmiş değilim, büyük ihtimalle gemideyken daha detaylandırabilirim; ama hiç değilse karar aşamasında, iyi düşünmekte fayda var. Açıkcası bana sırtımda ve yüzümde bir dolu sivilce olarak geri döndü bu süreç, “Kukumav kuşu gibi düşünmek” diye birşey varya, işte öyle düşünüp durdum ben de sonraki adımları, nasıl olur, nasıl yaparım, nerden başlamalıyım diye 🙂 Temsili ben: Kukumav Kuşu Sonra bir gerçek daha var; bilinmezliğin getirdiği korku!! Ben mesela büyük bir bankada Raporlama Uzmanı olarak çalışıyordum. İşe gidiş saatim belli, mesela servisim 7.48’de alıyordu, asla şaşmaz, sonra çıkış saatim az çok belli 🙂 Max olacağı mesaiye kalırsın, mesai servisinin eve varış saati belli. Maaşı aldığın gün belli (saatine kadar), ortamın güzel, herkesi tanıyosun, işini seviyosun, işin için verdiğin bir emek var,  ekibini seviyorsun, yöneticin iyi, herşey olabilecek en iyi şekilde yolunda. Kendini güvende hissediyosun, tabiki de hayat bu belli olmaz ama, genel olarak, herşeyin çok net olduğu bir dünyan var, bir kabukta yaşıyorsun. Sonra bir an kalkıp “Ben tamamen ezberimi bozucam, gidicem, baştan aşağı değiştiricem herşeyi” diyorsun. Bu defa inceden bir endişe durumu başlıyor, nasıl olacak nasıl biticek, herşey yolunda gider mi, ailemi özlicem, işimi özlicem, çevremi özlicem vs vs vs.. Günün sonunda, sakin olmak lazım, biraz akışına bırakmak lazım, zaten güzel olan heyecanla neler olacağını beklemek değil mi?

Sevgiler:)