Sefer’in Gemisi

Ailemin ve gemiye gideceğimi söylediğim herkesin bana en çok sordukları sorular gemideki yaşantı ile ilgiliydi. Gelin beraber gemi yaşantısına biraz yakından bakalım:

 >> Konaklama

Kamaralar çalışanların gemideki pozisyonlarına göre farklılaşıyor. Mesela Sefer 2. kaptan, bayağı oturma odası, yatak odası, banyosu olan ufak 1+1 ev gibi kamarası var. 1. Kaptanın kamarası daha da büyük, 4. kaptanın kamarasında sadece yatak odası var. Bu bilgiler gemilere veya şirketlere göre değişir elbet, ben gördüğümü yazıyorum baştan söliyim 🙂

 -Yatak Odası ve Banyo: Yatak 2 kişilik de değil, 1 kişilik de değil 🙂 1.40 zannediyorum genişliği; ama bence bir sorun yok gayet rahat. Banyoda tek problem duşakabin gibi bir zamazingo yok, her duş sonrası yeri paspaslıyorsunuz su gitsin diye 🙂 Özellikle geminin sallandığı günler çok saçma oluyor, su bir o yana bir bu yana geziyor banyoda 🙂 Dolap tamamen tek kişilik tasarlanmış; ama ben zaten  az eşya getirdiğim için sorun yaşamadım rahatça sığdım.

Kamara – Oturma Odası:  Benim gittiğim yeri sahiplenmem için mutlaka kişisel ıvır zıvırlarımız bir o alana yaymam lazım.  Çalıştığım işyerlerinde de öyleydi, kamarada da Sefer’le gelmeden önce masanın benim olacağı konusunda anlaştığımız için ilk masaya yayıldım. Bence çok güzel oldu, kamaranın kapısını açınca ilk masamı görüyorum, eve gelmiş gibi hissediyorum kendimi 🙂

Fotoğrafta gözükmeyen diğer bir kısımda ise televizyon ve mini buzdolabı var. Televizyon konusu şöyle; normalde ortak yaşam mahalinde yani salondaki televizyonda ne izlenirse, siz de kamaradan sadece o kanalı izleyebiliyorsunuz 🙂 Ben gemiye ziyarete geldiğimde eskiden, Sefer’i kamarada beklerken hasta olmuştum kanal niye kendi kendine değişiyor kardeşim diye 🙂 Sonradan çaktım mevzuyu, buraya temelli gelince de sağolsunlar bana bir receiver buldular gemiden, inceden bir de kablo desteği ile şimdi istediğim kanalı seyredebiliyorum.

 >> Yeme-İçme

Bir konuyu netleştirelim, gemiye katılamaya karar verirken, önünüze konanı yiyeceğinizi yani yemek seçme şansınızın olmadığını bilmelisiniz. Ben yemek seçmem, iştahımın da maşallahı var, o yüzden hiç pKuzineroblem yaşamadım yemek konusunda.

Bir kere zaten yemek yapmaktan pek keyif almayan biriyseniz, yani benim gibiyseniz, burda ahçıbaşının olması sizin için bir velinimet. Doğruya doğru şimdi 3 öğün yemeğiniz çıkıyor, pazar günleri brunch var, geldiğim günden beri, haftada 1er kez mangal yapıldı ( Güneyli bir insan olarak mangal düşkünü olduğumu belirtmeme gerek yok diye düşünüyorum :)),  bu gemide şansıma ahçı da iyi, arnavut böreği, kıymalı/kaşarlı pide, tepside köfte fln bayağı güzel yemekler de çıkıyor. Hee yok dediniz ben yiyemem, öyle böyle beğenmediniz yemeği, ona da engel yok, ahçıyı engellemediğiniz sürece  – yani kuzinenin çok yoğun olmadığı saatlerde- istediğinizi girip mutfağa kendiniz pişirebilirsiniz. Mesela biz arada kek yaptık, poğaca yaptık, malzemeler elinizin altında, siz ne isterseniz pişirebiliyorsunuz. Bir de gemi seyir halindeyken kıç tarafaki masada oturup Sefer’le kahvaltı edip manzaraya doymanın keyfini hangi süper lüks mekan sağlayabilir ki  bana allahaşkına 🙂

Welcomeparty_badİçme konusu ise kamaranızdaki mini buzdolabında ihtiyacınız olan herşeyi stoklayabilirsiniz :)Gerçi biz sabah vardiyaya kalkıyoruz; o yüzden içemiyoruz akşamları ama yine de bunda bir kısıt yok. Geldiğim günün ertesinde Mojito ile 2. Kaptanın Hoşgeldin Partisini yaptık kamarada çok keyifliydi mesela 🙂

 >> Sağlık / Spor

Açık söyleyeyim, gemiye katılmadan önce de öyle fitness delisi veya formuna dikkat eden bir tip değildim. En son senelik yazıldığım spor salonuna tam bir kepazelik yaparak 4 kere fln gittim 🙂 O yüzden sizlere burda çok zorlanıyorum, spor salonu yok bilmem ne diyecek değilim; ama şu da bir gerçek, sabah kalkıyorsunuz gideceğiniz en uzak yer 2 kat üstünüzde veya 3 kat altınızda. Ki gemide asansörün olduğunu da varsayarsak, günde kaç adım attığınızı sayan bir cihaz olsa elinizde, alarm verir,  kendisini patlatabilir hımbıllığınız karşısında!!

Bünyenin çalışması lazım; yürüyüş yapmak için 2 güzel seçenek var;

– Birincisi havanın güzel olduğu günlerde baştan sona güvertede yürüyebilirsiniz. Bizim çalıştığımız gemi 150 mlik bir gemi, hadi kıç taraf ve baş taraftaki alet edevatları düşeyim, yaklaşık 100 mlik bir yürüyüş alanı kalıyor güverte boyunca. Üstelik denize sıfır 🙂

– İkinci seçenek ise köprüüstünde vardiya tutarken turlayabilirsiniz. Geminin genişliği yaklaşık 22 m, vardiyada dönüp durursanız şaka maka baya yürümüş oluyorsunuz.

walkingline-bad

Burda sağlık konusunda biraz şansa ihtiyacınız var, özellikle benim gibi sakar biriyseniz ekstra dikkatli olmalısınız 🙂 Aslında gemide kocaman bir revir var, revirde kendi evinizde olmayacak kadar envai çeşit ilaç var, her durumu düşünmüşler ben ilaç listesini görünce iyice kendimi güvende hissettim, şeker ölçme cihazından tutun göz yıkama aletine kadar herşey mevcut. Ayrıca her limanda liman doktoru mevcutmuş; ama siz aklınıza kötü şeyler getirmeyin, ben öyle yapıyorum 🙂

 >> Eğlence

İşte bu kısım tamamen sizin hayal gücünüzle alakalı olan kısım 🙂 Bu kısımdan biraz bavul hazırlama kısmında bahsetmiştim aslına, neleri yanıma aldığımdan;  dizi, film, kitap; bu 3lü birinci sıradaki eğlence çeşidi. Onun dışında ben kendime miyer denilen, geminin en üst yani köprüüstünün de üstü olan yerde geminin limanlara yanşimasını ve ayrılışını yani manevraları videoyaya çekmek gibi bir eğlence buldum. Gemide uno oynuyoruz arada, kuzineye gidip birşeyler pişirmek bile bir eğlence çeşidi, detaylarını gemideki ilk ayımı anlatırken paylaşacağım için bu kısmı kısa geçiyorum.